15 Eylül 2011 Perşembe

bizim büyük çaresizliğimiz

bana sorsan en sevdiğin film ne diye, belki budur demem ama hazzın doruklara ulaştığını hissetmiştim bu filmi izlerken. ulan bu filmden nasıl hazzın doruklarına ulaştın deme, benim ulaştığım nokta başka, seninki başkadır ihtimal. 
çok sevdiğim bir dosta selam olsun. hala dostumdur umarım dünyada bir yerlerde..



14 Eylül 2011 Çarşamba

eve geldim attım kendimi yatağa, uyudum uyudum.. o kadar derin uyudum ki bir an uykumda farkındalık yaşayıp "ulan buralardan geri nasıl dönülür" dediğimi hatırlıyorum. velhasıl akşam 8den sabah 7ye kadar uyudum.

iyi uyudum yalnız, fena uyudum hani..

uyandığımda kulağımda hâlâ çalan şarkı

10 Eylül 2011 Cumartesi

Zaten, seni olsa olsa sezerim ben, istesem de bilemem.
Sen de, abartılacak kadar sıradan bir hayat yaşayan bu adamı bilme bence.
Çünkü, her zaman için sezmek, bilmekten daha iyidir.

Hasan Ali Toptaş





9 Eylül 2011 Cuma

az önce sigaradan müsebbib olduğunu düşündüğüm ilk balgamım doldu ağzıma öksürürken.
ben çok fazla sigara içiyorum son zamanlarda. ama sigarayı çok kısa sayılabilecek 2 yıldır içiyorum belki de 2 yıl bile olmadı. fakat içtiğim bu 2 yıl zarfında içtiğim sigara sayısından daha çok bırakmışlığım vardır sigarayı. 4 ay içmediğimi bilirim ki o dönemde her gün en az 10 defa sigarayı bıraktığımı söylüyordum insanlara. hatta yeni tanıdıklarıma henüz tanışmadıklarıma bile.

bir aşama daha kat ettim sigarada, level atladığımı hissettim.
sigaraya nasıl başladığımı düşünüyorum. otla başlamıştım(bob marleyinkilerden). çok öncelerden beri ot içebiliyor ama sigara içmiyor/ içemiyordum. sonra bir kızla tanıştım. sigara içen bir kız. güzel bir kızla. sanki ben de sigara içiyormuşum da paketim bitmiş gibi sigarasından otlandım ayak üstü 2 dal. muhabbet de çok güzel gitmişti. sonra o muhabbet yatak faslına kadar geldi hatırlayamadığım kadar bir süre geçtikten sonra.

sonra ben çok aşık oldum o kıza. hayır önce aşık oldum sonra sigara içtik sonra seviştik. doğru sıralama bu. ya da doğru olan hiç bir şey yoktu aramızda. yanlış da bulmuyordum. öylece bir ilişkiydi.

sonra ben hastalandım. ne olduğu belli olmayan sadece ejderhaların ya da bu dünyadan olmayan yaratıkların yakalandığı "zihinsel ölüm" adında bir hastalıktı bu.

devam edecek..(ölmezsem)

7 Eylül 2011 Çarşamba

kitaplarda ölmek

Adı, soyadı
Açılır parantez
Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti
Kapanır, parantez.

O şimdi kitaplarda bir isim, bir soyadı
Bir parantez içinde doğum, ölüm yılları.

Ya sayfa altında, ya da az ilerde
Eserleri, ne zaman basıldıkları
Kısa, uzun bir liste.
Kitap adları
Can çekişen kuşlar gibi elinizde.

Parantezin içindeki çizgi
Ne varsa orda
Ümidi, korkusu, gözyaşı, sevinci
Ne varsa orda.

O şimdi kitaplarda
Bir çizgilik yerde hapis,
Hâlâ mı yaşıyor, korunamaz ki,
Öldürebilirsiniz.



                                                                    behçet neçatigil




buradan aklıma gelen bir ağıt da dinleteyim tam olsun..


Oktay Rıfat'ın Orhan Veli için Ağıdı



1 Eylül 2011 Perşembe

gözüm bazen gören!

kafamın üstünde, içinde, altında, bazen de içimde gözüm var(mış)!