17 Ekim 2014 Cuma

serbest yazış saati.

güzellikler var çirkinlikler var.
her birimiz bir yol tutturmuş gidiyoruz.
27 yaşındayım fakat yaşlandığımı hissediyorum. çok geç kaldığımı her şeye hem de. bir yandan da hiç yaşlanmayacam gibi de hissediyorum. daha dün 20 yaşıma yeni basmıştım çünkü. ne ara geçmiş olabilirdi ki bu kadar zaman. bence bana yalan söylüyor kimlik kartım. (öyle olsa keşke)

yaş muhabbeti hep sikko gelmiştir bana. henüz 22 yaşımda filanken çok güzel bir kadınla birlikteydim o sıralar 30 yaşında ve başından kötü bir evlilik geçmiş amiyane tabirle hayatın sillesini yemiş bir kadındı kendisi.

çok sevmiş etkilenmiştik birbirimizden, hatta bir tatilde tanışmıştık ve benım yanımda "sevgilim" vardı.

sevgılımden cok onunla konusmak hoşuma gıdıvermişti ve konuşmuş sevmıstık birbirimizi. sonra ben harbi çocukluk yapmıştım da olmamıştı yurutememıstık, kı o yaşımdakı halım karşıma gelse 2 sağlam sılle tokat atardım siktir gıt amcık derdım kendıme.

neyse. onun bi tespiti şuydu benle ılgılı. 5 yıl sonra tadından yenmez bır adam olacaksın. dediği yaşlara geldım. çözemedıgım pek çok sey var ama başlangıç sevıyesınde de olsa bi çok şeyı hallettım hayatımda.

tadım nasıldır bılmem ama şarap gıbıyımdır sanırım. ya da jager daha uygun. ilk vuruşta şurup gıbı sonra yakıcı bır etkı ve damarlara kadar ınen sıcaklık.

serbest çağrışımla yazdım bunları. neydı ne degıldı bakmadım.
dedıgım gıbı guzellıkler var çirkinlikler var.

şimdi size bir güzellik yapayım