30 Kasım 2011 Çarşamba

ah ki ne ah
sahipsizlik, kimsesizlik içinde bir ömür, müziklerle yıllanmış, filmlerle harmanlanmış, her satırı yollara yazılmış bir hayat yaşamak...
çok severim bu hallerimi ben, tek başınalık, müthiş zevklidir...
yalnız bir durum var ki ben bu anlarımda hep bir şeyler okur- yazarım, sağlam müzikler dinlerim son seste..
fena içerim bu hallerimde ben.. aldım yine içiyorum 3-5  bira, kendimle sevişiyorum resmen, işten geleli 2 saat oldu 2 saattir içiyorum, sabahtan beri tez yazıyorum, ne tezmiş be arkadaş benimkiside yaz yaz btmedi... siktiğimin şehrinde kayıplarda olmak, ölsem haberimi 3 günden önce kimsenin alamaması ne büyük zevk...
çok keyfliyim
çok keyifliyim
bugün var yarın yokuz diyor mfö
benimkisi o hesap sanırım...

hadi bana sor, ne bildiğimi sor
içim neymiş birlikte bakalım
ne haltlar karıştırdım bunca zaman, nedir ne değildir bu olanlar sorgulamadan bakalım mı?
birlikte susalım mı?
susabilir misin benimle birlikte, susalım nolur çok muhtacım,
kelime kullanmadan konuşalım, müzikler konuşsun, başka her şey konuşuyor duyuyorum ben,
varsın biz konuşmayalım...
eksik kalalım mı bu hayatta kelimelerden, birlikte.
nerdesin,
nerdeyim....


Kings Of Convenience - Know How Ft. Feist ile val3rie-live

27 Kasım 2011 Pazar

öze dönmek lazım bazen, öz ne sorgulamak lazım...
şu sıralar içten içe kürtçe üzerine yönelmekteyim nedendir bilinmez. ben bilemedim sebebini, sanırım izmirde katıldıgım 8. milletlerarası halk kültürünün bunda payı büyük. ben de sunum yaptım Yörüklerin geleneksel hayvancılığı ve bu hayvancılık üzerinde geliştirilmiş olan asırların verdiği birikimle nasıl bir inanç yapısı olduğu falan filan. güzel geçti her şey. uzun zamandır aklımda bu konuda bir şeyler yazmak.

kürtçe bilmeyen bir kürt olarak(en azından olması gereken seviyede) acıdır içimde bu durum. ailem hiç kürtçe konuşmadı benimle ve kardeşimle. 11 kardeşli bir ailenin ben 10 kardeşim 11. çocuğu. biz anne babamızın 2. baharının çocuklarıyız. bu sebeple mi diye çocukken düşünürdüm. ahmet kaya dinlemenin yasak olduğu, kürt demenin ayıplandığı ( götünden element uydurma bakışlarına maruz kaldığı) bir dönemdi çocukluğum.

suç ya da suçlu yok biliyorum. çok da söylemek anlamsız en azından şimdi. çünkü ben de kardeşim de ana diline sahip olamadı bir kere. giden gitti..

çocukluğumda düğünler olurdu, kürtçe şarkıların söylendiği düğünler. evlerde gizli saklı sandıkların arasında kürtçe kasetler olurdu. ablamlar ev işleri yaparken dinlerdi. o zamanlardan kalma melodilerle dolu kafam..

hatırlıyorum yerden bitme biriydim çocukken ve 1 kaç kürt oyunu öğrenmiştim. cida ve şemamme bunlardan 2si. çok da güzel oynardım. düğünlerin aranan adamıydım kendimce. üzerime paralar yağardı, şimdilerde görgüsüzlükle suçlanılan burma altınlar takılırdı geline.

ne değişti de 10 yıldır aklıma bile gelmeyen kürtlüğümü hatırladım. ne değişti de içimde uçsuz bir özlem doğdu kimliğimde yazmasına rağmen hayatımda 3 kez gittiğim mardinsedim.

çok içliyken yazmazdım ben, çok içliyim.. içimde çok şey var bir anda çıkmaya çabalayan..

kayıp bir hayata sahibim gibi hissettim ben hep, kimliksiz. ait olmayan. (mutsuz değilim bu durumdan, hiç de olmadım)..
kendimi her fırsatta yollara atmamın sebebi bu bence.. evet evet bu...
belki biryerlerde kendimi bulurum sevdası benimki. hiç olmamış, hiç büyüyememiş kimlik sevdası sanırım.
insan olmam yetiyor, yetecek de hayatım boyunca, asıl çabalamam düşsel evrimimi tamamlamam biliyorum. ama bir an geliyor ve ıslak bir çukura giriyorum.

bunlar hep kulağımda kalanlar, içimde bir yara..


ciwan haco - gula sor


hivron - bilura dıle mın
ciwan haco - hey dilbere
ciwan haco - ax u eman
aynur doğan- keçe kurdan
şiwan perwer/ ilkay akkaya-desmal
aynur- ahmedo

çağrıya icabet etmek.

yollar çağırırsa durmam, durmadım da hiç
yollar çağırıyor, planlar yapıyorum yine aşılmaz planlar, birsürü nasılları bünyesinde barındıran planlar..
bünyem yenileniyor hissediyorum, uzun zaman oldu hedefimi kaybedeli, hatırlar oldum şu ara..
nasıl tutabilirim ki kendimi, neden tutayım ki..
ter kokusu beni bekliyor..ten kokusu
ne zamandır yollardaydım, ama istediği yollar değildiler..
istediğim/ bilinçli seçilmiş yollar var şimdi...
gittim ben..


26 Kasım 2011 Cumartesi

gözyaşlarımızı bitti mi sandın.
ağlayalım mı birlikte?
birlikte ağlamayalı ne kadar zaman oldu?





16 Kasım 2011 Çarşamba

14 Kasım 2011 Pazartesi

kar yağıyor, kar yağarsa kestane var, şeker var demek...

sabah müzikle uyanmak var demek,

keyflenmek demek..

bu da yanında yatılası dadından yenmeyesi.
http://fizy.com/#s/16nuod

ben çok gençken

10 Kasım 2011 Perşembe

birkaç zamanın özeti

yaz sil
ayak üstü bir sigara, kibritle yakılmış bir sigara iç
yaz, yaz, sil
bir nefes çek dolu dolu
yaz, silme..

güneş batmak zorunda bir yerlerde, çünkü sabah olmak üzere. gözler kanlı fakat uykudan eser yok. uykusuz da değilsin.. 3 gün uyumamak uykusuz sıfatını almana kafi değil..

bir nefes daha,
sigara dudaktan ayrılırken dumanın 3te biri dışarı... sonra ağız dolusu duman ciğere cumburlop..

kaç zamandır kimseye dokunmadın, dokunmak bir yana dokunma isteğine de sahip değilsin.
en son ne zaman mastürbasyon yaptın? hatırlamıyorsun.. fahişelerle sevişmek de mastürbasyon mudur? işi fahişelik olanlarla. beden tüccarlarıyla. hem patron, hem işçi, hem sermaye hem kazanç kapısı..


ibnelerden korkmuyorum artık. hala anlayamıyorum, ama korkmuyorum da.

beni sırf istedikleri için, muhabbet etmek için, merak ettikleri için, sevdikleri için arayan 4 insandan fazlası yoktur. 1i kız, 1i erkek, diğer ikisi ibne.

"ibne" aşağılık bir kelime değil bilakis çok afili...

"ibne misin oğlum?" en aşağılık sorulardan biri..

çok daha samimiler benden, sizi bilmem... severim ibneleri ben.. en azından sevdiğim ibneler var.

armağan..





mungana göre en hisli şarkıların adamı orhan atasoyu da unutmayalım.. çok sevdiğim.



bu da benim bonusum olsun.. sevgiyle kalayım ben o zaman..

9 Kasım 2011 Çarşamba

madrugada günüm!!

bazen ağzımıza sıçsın isteriz ya bişeyler, o zamanlarda  listelerimden biri sanki sırf buna hizmet etmek için yapılmışlarcasına koşarlar yardımıma..

sevişiriz...

susarız..

üşürüz birlikte ama yalnız..

sakinizdir, hayatımızda çok az eriştiğimiz bir sakinlikle...

öfkeli oluruz, kimsenin kızdıramayacağı kadar...

huzur buluruz soğukluğunda doğanın..

soğuk iyidir, ben hep sıcakla var oldum ama soğuk iyidir. kibri alır götürür, tam olarak insan eder soğuk..

ne olduğunun farkına vardırır ya da bir bok olmadığının "ne kadar muhtaç olduğunun"