27 Kasım 2011 Pazar

öze dönmek lazım bazen, öz ne sorgulamak lazım...
şu sıralar içten içe kürtçe üzerine yönelmekteyim nedendir bilinmez. ben bilemedim sebebini, sanırım izmirde katıldıgım 8. milletlerarası halk kültürünün bunda payı büyük. ben de sunum yaptım Yörüklerin geleneksel hayvancılığı ve bu hayvancılık üzerinde geliştirilmiş olan asırların verdiği birikimle nasıl bir inanç yapısı olduğu falan filan. güzel geçti her şey. uzun zamandır aklımda bu konuda bir şeyler yazmak.

kürtçe bilmeyen bir kürt olarak(en azından olması gereken seviyede) acıdır içimde bu durum. ailem hiç kürtçe konuşmadı benimle ve kardeşimle. 11 kardeşli bir ailenin ben 10 kardeşim 11. çocuğu. biz anne babamızın 2. baharının çocuklarıyız. bu sebeple mi diye çocukken düşünürdüm. ahmet kaya dinlemenin yasak olduğu, kürt demenin ayıplandığı ( götünden element uydurma bakışlarına maruz kaldığı) bir dönemdi çocukluğum.

suç ya da suçlu yok biliyorum. çok da söylemek anlamsız en azından şimdi. çünkü ben de kardeşim de ana diline sahip olamadı bir kere. giden gitti..

çocukluğumda düğünler olurdu, kürtçe şarkıların söylendiği düğünler. evlerde gizli saklı sandıkların arasında kürtçe kasetler olurdu. ablamlar ev işleri yaparken dinlerdi. o zamanlardan kalma melodilerle dolu kafam..

hatırlıyorum yerden bitme biriydim çocukken ve 1 kaç kürt oyunu öğrenmiştim. cida ve şemamme bunlardan 2si. çok da güzel oynardım. düğünlerin aranan adamıydım kendimce. üzerime paralar yağardı, şimdilerde görgüsüzlükle suçlanılan burma altınlar takılırdı geline.

ne değişti de 10 yıldır aklıma bile gelmeyen kürtlüğümü hatırladım. ne değişti de içimde uçsuz bir özlem doğdu kimliğimde yazmasına rağmen hayatımda 3 kez gittiğim mardinsedim.

çok içliyken yazmazdım ben, çok içliyim.. içimde çok şey var bir anda çıkmaya çabalayan..

kayıp bir hayata sahibim gibi hissettim ben hep, kimliksiz. ait olmayan. (mutsuz değilim bu durumdan, hiç de olmadım)..
kendimi her fırsatta yollara atmamın sebebi bu bence.. evet evet bu...
belki biryerlerde kendimi bulurum sevdası benimki. hiç olmamış, hiç büyüyememiş kimlik sevdası sanırım.
insan olmam yetiyor, yetecek de hayatım boyunca, asıl çabalamam düşsel evrimimi tamamlamam biliyorum. ama bir an geliyor ve ıslak bir çukura giriyorum.

bunlar hep kulağımda kalanlar, içimde bir yara..


ciwan haco - gula sor


hivron - bilura dıle mın
ciwan haco - hey dilbere
ciwan haco - ax u eman
aynur doğan- keçe kurdan
şiwan perwer/ ilkay akkaya-desmal
aynur- ahmedo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder