28 Eylül 2012 Cuma

27 Eylül 2012 Perşembe

bir denge var sigarayla aramda. yazılı olmayan bir sözleşme.
iletişme/ konuşma seviyemle ters orantılı, yazmamla paralel içtiğim sayı.
paket devrilir oldu birkaç gündür,
bugün konuşmadım, yazmadım sigara da içmedim pek.
bugün çok konuşasım, yazasım sigara içesim var..

egeyi sevdim, bir o kadar da yavan geldi izmir bana..

her yer bacak, meme. kafamı kaldırmadan yürümeyeli ne kadar zaman geçmiş. hamlamışım. 2 gündür boynumun ağrısını neyle açıklayacağımı şimdi keşfettim.

yavan izmir. ne istanbulsun ne de ankara,
ne karamsarım ne de mutlu, ne yolcu ne de yolum burada.

sana sövmemem için bu hafta sonu bana bişeyler ver izmir. ver yoksa her adımımda anana bacına sövmem yakındır. dükkanlarına gavur izmir yazmam yakındır izmir. bana gavurluğu ver,

hakkını yemeyeyım şimdi 3 gun oldu ama 3 gundur hayvan gıbı içiriyorsun,
ulan şimdi birden duygularım değişti, sevdım bır an senı, iyisin iyi.. haftasonu bakıcaz..
veda konuşmadı yapmadan. jb'mi aldım gittim.

24 Eylül 2012 Pazartesi

yeni yerde ilk yazı yine seninle konuşmamız üstüne oluyor.. bu ayrı bir anlama sahip benim için, dediğim gibi hissettiklerimizle söylediklerimiz bir olmuyor çoğu kez. kelimeler başka anlamlara gelebiliyor yaşam bağlamlarımızın farklılığından ötürü.. "işte belki de bu yüzden birlikte olamadık"

 

23 Eylül 2012 Pazar

kuzene mektup

ağzıma sıç zaten. regret eksikti şuan bi tek o da eklendi, yoldayım hala, 2 saat sonra izmirdeyim, çok mutsuzum lan, görücü usulü evlendirilmişim gibi hissediyorum.. 14 yaşımın tecrübesindeyim.

norveçten bana birşey getirme, ben geliyorum yanına, ya da polonyaya. öperler.

iç sesin verdiği ayar vol. bilmem kaç!

şuan yoldayım, hala yoldayım gece 12den beri. varamadı .mına kodumun arabası izmire. içimde gitmek istemeyen şey mi bunu sağladı diye düşünüyorum yarım saattir..

dün hayatımda çok az düştüğüm bir seviyede mutsuzluk hali yaşadım otobüs ayrılırken. bildiğin ait olmuşum oraya, oradakilere.. hayat bir bilinmezlik tutkusuyken bu denli korkacağımı bilmezdim bilinmezlikten.. sanırım yaşlandım, yoruldum bu hallerimden. durma zamanım geliyor sanırım, (bunlar hep tıraş cumleler olarak kalmasın hüss),
"bir gittin mi gitmek olursun, durduğun yerde de gidersin,"

iç ses: ne zırvalıyorsun yine, istedin hem de çok, ve oldu, daha ne zırvalıyorsun.. bi siktiriniz gidiniz demeye geldim hadi bana adiyos.

haklı.

22 Eylül 2012 Cumartesi

o zaman miami

alnımın acıdığını hissediyorum, kusamadığımın acısı bu. kelime kusmam geldi. kusamıyorum.

sevmem gelip sevemediğim zamanlarda karnıma ağrı girmesi gibi.

metaforlarla anlattığım bir duygunun anlattığım tarafından anlaşılmadığında burnumun sızlaması gibi.

sevilmeye karşılık bulamadım hayatım boyunca..

"ilk sevdiğim kişi benden çok duygusalım diye ayrılmıştı, sonra birsürü sevgili hayatı yaşadım ama hiç duygusal olmadım ve hepsinden ben ayrıldım.. ya da benım yuzumden bıttı.."
biryerlerde okumuştum buna benzer bişey

ne diyordu elemanlar "olur olmaz geriye dönenler, deliye dönenler kadar rahat uyumazlar.."

o zaman miami..

20 Eylül 2012 Perşembe

biz erkeklerin istediği çoğu kez böyle bişeydir, bu kadar basit.

not: o değil de iyiymiş hakketen :)


bu gece bu şarkının şiir kısımlarıyla uyu..
bu gece, gece senin olsun sözler senin..
sana yazılmış olsun bu gece tüm sözler..
bir bilinmezlikten başka bir bilinmezliğe..
hiçliğin tam ortasına..

18 Eylül 2012 Salı

güzel adam

yardım istememek
ne olursa olsun, bir damla gücün bile kaldıysa ona göre yaşamak gerek..
birey olmanın ilk ve en önemli iki koşulundan biri
kendine yetebilmek, kendin dışında her şeye 1 değil 2 adım uzak durmak..
kokusunu almamak kimsenin.
bedenini istememek kimseden.
birinin seni öldürmesini istememek,
pasif bir istekte bile bulunmamak, edilgen olmamak

buna karşın, diğer koşul
yardım etmek, muhtaç olana koşmak, kendininkinden çok başkasının müşkülatını gidermek.
su vermek nefes olmak, nefes açmak...
gülümsetmek, gülümsemesi için gülmek herdaim..

sevmek sevmek sevmek,
sevilmeyi beklememek ve fakat sevmek..


Bu şarkı da fonda çalan şey olsun

16 Eylül 2012 Pazar

ne demiş abilerimiz.. o zaman yolcu yolunda gerek...

15 Eylül 2012 Cumartesi

yalnızlık iliklerimde dolaşırken seni düşünmeden geçirdiğim zamanlara küfürler saydırıyor sigara üstüne sigara yakıyorum...


14 Eylül 2012 Cuma

bazen

bazen geliyor boğazıma oturuyorsun,
nefesim yok oluyor, atmosferim kayboluyor...
yorgunum, yoksun, seninle ilgili bir durum değil artık,
yok olma durumunu değiştirememek, değişmeyeceğini bilmek..

10 Eylül 2012 Pazartesi

junior hüss

son adana ziyaretimde sandıkları karıştırırken eski fotoları buldum, aile albümü filan...
sanırım burada 4 yaşındaydım ve yaramazlığın dibini yaşadığım dönemlerdi, bi nevi afacan dennis.. ama benim lakabım prof'tu. hayvanlar üzerinde çok fazla deney yapardım, kertenkele yakalayıp beslemek, sapanla kuş avlamak en büyük zevklerimdi. balık avı hastalığım da o dönemden kalmadır. burada saçımın orta yeri kesik, 1 gün önce kardeşimin kafasına taş atmıştım sebebini hatırlamıyorum, ben uyurken o da makasla saçımı kesmiş... ne güzel etmiş.
neyse bu fotoları görünce bi hoş oldum, bi doğaya kaçasım yaramazlık yapasım geldi. şimdi gidip bikaç kuş avlıyım, biraz balık tutayım..



prof hüss                                                                 sarı-darı sarbi (sabri yerine sarbi)

8 Eylül 2012 Cumartesi

5 kaldı
gitmeme,
yeni bir hayat, aynı hayat, ayn-ı hayat
tekrardan ibaret,
her biri bir beden ölümüne sebep,

bana bedenini ödünç ver..
2 misliyle geri vereceğimin sözünü tırnaklarındaki kanıma say..


5 Eylül 2012 Çarşamba

dead and lovely


yarın biraz izmir, bu akşamdan hazırlık ve yolculuk. yolda tekrar izlenecek film. vurucu giriş.





4 Eylül 2012 Salı

uzun zaman önce öldürdüm seni, ellerimle gömdüm. seni. şarkılarını.

kokunu gömememiştim. unutmak ne mümkünken unuttursun diye kokladım durdum başka başka bedenler.

ölen benmişim, kokladıklarım da benim ölü kokum.

müziklerin ölmemiş. ölmemiş ki hala uzaydan yolluyor, beynime hükmedebiliyorsun bu şekilde.

dayanılması güç

daha güç haller pek az.

pagana doğru...

yeniden.
sana doğru.





3 Eylül 2012 Pazartesi

bazı insalara laf etmemek lazım, bazı insanlar laftan anlamıyor değiller fakat bazı insanlara laf anlatılamıyor.
hem tüm bunlara ne gerek.

damağının kuruluğunu tek başına yaşayan hüss
canı şekerli bişiler çeken hüss

2 Eylül 2012 Pazar

bitmesin istenen kelimeler,bilinç akımları, henüz bitmeden AYLAK adam!!

ancak bir yolcu bütün dünyayı ve şehri ve sokakları bir durak olarak görebilir.

artık çok kolay gülebiliyorum.

insan hasta oldu mu kendi etinin bilincine çok daha varıyor. belki bizi toplum içinde yaşatan hastalık bilincidir.

katıksız dişi bu. içinde çoktandır uyuyan hayvan uyanmış nafakasını istiyor..
dışarıda rastladıkça kafasında soyduğu kadınların gerçeği demek buydu. (bu duyguyu çok iyi hatırlıyorum)

kadınların neden evlenmek istediklerini anlıyorum: yalnız kalabilmek için.

kelimelerin yetersizliğini öğrenmek..

sana unutmak istediklerini hatırlatacağını bile bile daha da yazacağım.

şimdi adımdan daha önemli bir şey biliyorsunuz: Sigara içtiğimi.