31 Ocak 2012 Salı

barbi lokma bunalımım.

2 farklı duygu var aynı anda içimde, bu iki şarkı onlara geliyor bugün.. dükkan kendime çalışıyor bugün. pipilotti çok farklı bir transa sokan... lana del rey de aldı götürdü kişisi bu ara benim için... birincisi içimde saldırmayı bekleyen yaratık için ikincisi gece sarhoş olduğumun farkına ilk varma anı için...
2sini sırasıyla bitirene farklı bişe olacak.. söz. olmayan ulaşsın.



30 Ocak 2012 Pazartesi

güzel insanlar, güzel insanlar, güzel in...
ses ver!!






28 Ocak 2012 Cumartesi

gece bu saat oldu mu bünyede bir şeyler değişiyor. kimisi başka başka durumlara giriyor ama benim mod saat 1 olunca genellikle yalnızlar garı oluyor..
ilacım anne kokulu, yeni yıkanmış  çarşafla giydirilmiş mardin battaniyesinde sıcak bir uyku, odun sobası, kaşarlı gözleme, çay..
hayır da ben çok huzurluyum, özlem doluyum, hayatıma girme ulan yabancı!! ya da gir gir, tamam.. gel hadi.. belki sonra senden başka herkese yabancı olurum. tamam oluruz.

25 Ocak 2012 Çarşamba

tez zamanda bit!!

adının hakkını ver ve tez zamanda bit artık, ömür törpüsü tez.




24 Ocak 2012 Salı

işten geldim, geberircesine yorgunum, uyuyamıyorum ne zamandır. kaç gün oldu saymadım. yorgunluğum acıtmıyor, acıyı duyumsayacak kadar bile enerjim yok kaç zamandır..
uyuyamıyorum, sabah oluyor uyanıyor gibi yapıyorum, işe gidiyor, okuyor, yazıyor geri eve dönüyorum. gece uyuyor gibi yapıyorum. müzik açık durumda sabah oluyor tam gün aydınlanmaya yakın gözlerimi kapatım tekrar açıyorum, gün bana uyanıyor..
ama bazen 1 şarkı yeter durumu ifadeye.

23 Ocak 2012 Pazartesi

yenilenmek maziyle sağlanır bazen

bazı şarkıların zibilyon tane caverı vardır, bunlardan bir ikisi hoşuna gider insanın. ama bazı bazı öyle şarkılar gelir ki coverlayan bok gibi de söylese şarkı alır götürür.. örnek: "house of the rising sun"

şimdi öyle bir şarkı paylaşıyorum işte.. böyle nasıl desem her biri hoş, her biri güzel demiş abilerimizin ablalarımızın.
böyle aç ve uyuyana kadar hepsini dinle o derece hoşlaştım ben. sakin duru..
aslen taslaklarda bekliyordu camera obscura - i love how you love me
fakat birden çok sevdiğim amanda palmerında bir konserde bunu söylediğini gördüm. o zaman onu paylaşayım dedim ama sonra malum şarkıyı okuyan her abiyi/ ablayı liste ekledim ve sanırım güzel de ettim..

o list için tıkla

20 Ocak 2012 Cuma

bazı bazı!!

bazı bazı, gel sen.
sen bazı bazı var ol!
hep olsan ne güzel de ben haddimi bilirim,
bazı bazı olsan da kafi, kabulümsün!
sen var ol!
kendinden kaçtığında gel bazı bazı,
uğra sen bana bazı bazı..
bazı bazı..

                               

16 Ocak 2012 Pazartesi

birine, bir şeye değer vermek nasıl bir duygudur,
bunu nasıl bir ruh hali sağlar, ego bu işin neresindedir bilmem
ama benim değer verdiğim insanlar sanırım genellikle paylaşıma girebildiği insanlar oluyor. ben kolay paylaşıma da giremem yani sanırım..
kendi halimde takılırken biri gelir girer hayatıma ve bir gün artık hayatımda yeni bir insanla uyanmış olurum gibi bir durum bu..
kendi dünyama gizleneli uzunca bir zaman oldu, paylaşıma girmeyeli, heyecanlanmayalı...
telefonuma mesaj gelmesinin heyecanını yaşamayalı uzunca bir zaman oldu, okuduğum kitabı, izlediği filmi dinlediğim müziği o an paylaşmak istediğim bir insan olmayalı baya bir zaman oldu ( kime göre neye göre baya değişir)
paylaşıma girebildiğim dostlarıma selam olsun...


13 Ocak 2012 Cuma

bazen acıtır bazı şarkılar, çok acıtır

ancak bu kadar acıtabilir bazen bazı şarkılar..
bir şey hayal edemeyecek kadar, seni unutturup kendimden geçirecek kadar, kitabı elimden düşürüp öylece baka kalırcasına.. tekrar ve tekrar ve tekrar.

11 Ocak 2012 Çarşamba

ben bi tespit yapmaya kalkıştım.

ankarada yaşamış olanlar bilir, ankaray'a yetişmeye çalışanlar olur. bizim özetimizi yansıtan bir şey gözlemledim geçen gün.
merdivenlerden inmeye başlamıştım ki insanların yukarıya doğru çıktığını görüp koşar adımlarla yetişmeye çalıştım. o ana kadar normal bir insanın normal adımları gibi olan adımlarım useyin bolt adımları oldu. (benim adım da hüseyin) 6şar 7şer indim merdiveni. ama tam ulaşacakken dıııııt sesiyle kapı suratıma kapandı. o kadar insan bakıyor suratıma ama, öylece bakıyorlar, suratları yavaş yavaş kayarken camdan öylece baktılar... çocukların duymaması gereken birkaç söz çıktı o durumda ağzımdan.. dudağımı okuyanlar olmuştur, özür dilerim sizden, birkaç kez de yerimde zıplayacaktım sinirden. neyse ki tuttum kendimi.
hayır da basıl bir durumdur, oraya en son gelen sensin ve birden oraya ilk gelen konumuna düşüyorsun.. neyse konu dağılmasın. 5 dk sonra diğer ankaray geldi ve ben bindim.. tam hareket edecekken 40lı yaşların henüz başında boyu benden biraz kısa ( ki benden kısaysa cücedir) bir amcamız 5 dk önce benim düştüğüm duruma düşmüş, ben ise 5 dk önce bana bakanların arasına katılmıştım... durduruun ulaaaaaaaaaaaaan!! diye bağırasım geldiyse de sadece gözlerimi kapatıp biraz saydım içimden 7-8-9 derken açtım gözlerimi ve karanlığa gömülü gidiyorduk tünel boyu...

varmak istediğim bişey yok ama şunu düşündüm o an.
bizim ilişkimiz de tam da böyleydi sanki. insanların yukarıya çıkması birşeyler hissetmemize ve koşar adımlarla birimizin diğerine koşmasına benziyor. o ana kadar mıy mıy giderken o andan sonra tam bir deli fişek...
ama tam varmak üzereyken ya sen yetişemiyorsun, ya da onun gitmesi gerekiyor ve dııııt sesiyle kala kalıyor birimiz. o kalan ikimizden biri, kim olduğu önemli değil..

ben useyin bolt gibi seke seke merdiven inerken ipodumda çalan parça  http://fizy.com/#s/1cns24

7 Ocak 2012 Cumartesi

efkarı biz beynimizde yaratıyoruz, e benim beyin de yaratmaya müsait biliyo musun?    "Çok Sevdim"

3 Ocak 2012 Salı

mesela adama sorarlar neden böyle şeyler yapıyorsun olum 2 dk adam ol diye.. ne hakkın var bu saatte böyle şeyler dinletmeye bu bünyeye...
uykum yok, uzansam yatağın dibinde bir delik açılsa nefesim kesilse ve başka bir aleme geçsem..

susma orucu tutsam, kendimden uzaklarda kalsam.. beynimin içinden çıksam...

gark olmasam artık bir şeye daha, bir şey de bana...

kelimeler keşfetmesem, anlam dünyaları yaratmasam..

ölsem.