12 Mayıs 2012 Cumartesi

yarabandı

beynim akmak üzere, çok uzun zamandır, hatırlayamadığım kadar uzun zamandır mutsuzum.. gerçek bir mutsuzlukla hem de, geçici mutlulukların yarabandı olamadığı varoluşsal bir mutsuzluk..
sadece paylaşıma girebileyim istedim, birçok kişiyle denedim, yapamadım. yapamadılar.
okuduğum kitabın  "biz de buyuz işte" olan bir satırını yollama heyecanımı çoktan kaybetmiş olsam da, okuduğum kitaba aldığım derkenarları yazarken aklıma gelen bir insan olsun isteğiyle nefesim kesilene kadar hem birlikte, hem yalnız oldum.
çok imrenilen bir noktadayım arkadaşlarım arasında, ilk gençlik yıllarımda çok imrendiğim yerlerdeyim, insanlarlayım, özgürlükteyim.. istediğim herşeyi yapabileceğimin hissiyatını yaşarken bile var olan bu ölü bedenini taşıyamaz oldum.. her anın, tanıştığım/ tanışmadığım her kişinin parodisini yapmak, bir tiyatroya çevirmek hayatı, özgürlüğü yaşayabilme adına nefes bile alamayacak kadar tutsak olmak şeylere/ şahıslara/ şehirlere...

okuyamamak, sevememek, (aslında şu ara birilerinin beni takip ediyor olduğunu belirtmesi tebessüme gark etti beni ismi joy kendi joy), sevilememek, durumlar durumlar.

dokunsan varolacağım, dokun!


7 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. yaz, silme, cevapları yazıyorum yayınlayamıyorum, buraya yazdığım cevap yazıdan bağımsız duruyor ve garipsiyorum.
      ama yaz sen.. bir gün hepsi için elyazımla yazdıklarımı postaya verip yollayacağım.

      Sil
  2. Ya belki de mutlu olmak da bir yetenektir ve biz o konuda yeteneksizizdir. Bu yeteneği geliştirebilir miyiz bilmiyorum, ama tek değilsin, onu biliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ileride birgün buluşup -ankarada olabilir- 2 lafın belini kırmak istediğimi belirtmek istedim.. dünyayı kurtarmak yok, kadere bok atmak yok 2 bira içip kinyas-kayra'cılık oynarız.

      Sil
    2. 1. Dark bira içeriz.
      2. Kinyas ben olurum.

      Sil