26 Temmuz 2010 Pazartesi

Eylül Akşamı

Hiç bir neden yokken, ya da biz bilemezken tepemiz atmış... ve konuşmuşuzdur.
Onca neden varken ve tam sırası gelmişken hiçbir şey yapmamış
ve susmuşuzdur. Aynı anda aynı sessiz geceye doğru içim sıkılıyor
demişizdir. Aynı sabaha uyanırken kim bilir aynı düşü görmüşüzdür.
Olamaz mı? Olabilir.

Onca Yıl Sen Burada
Onca Yıl Ben Burada
Yollarımız Hiç Kesişmemiş
Şu Eylül Akşamı Dışında.

Belki benim kağıt param, bir şekilde, döne dolaşa senin cebine girmiştir.
Belki aynı posta kutusuna, değişik zamanlarda da olsa, birkaç mektup atmışızdır.
Ayın karpuz dilimi gibi batışını izlemişizdir deniz kıyısında. Aynı köşeye
oturmuşuzdur köhnede belki de birkaç gün arayla. Olamaz mı? Olabilir.

Onca Yıl Sen Burada
Onca Yıl Ben Burada
Yollarımız Hiç Kesişmemiş
Şu Eylül Akşamı Dışında.

Bostancı dolmuş kuyruğunda sen başta ben en sonda öylece beklemişizdir.
Sabah 7:30 vapuruna sen koşa koşa yetişirken, ben yürüdüğümden kaçırmışımdır.
Aynı anda başka insanlara, seni seviyorum demişizdir. Mutlak güven duygusuyla,
başımızı başka omuzlara dayamışızdır. Olamaz mı? Olabilir.

Onca Yıl Sen Burada
Onca Yıl Ben Burada
Yollarımız Hiç Kesişmemiş
Şu Eylül Akşamı Dışında.

1 yorum: