14 Temmuz 2012 Cumartesi

perfect day

ne zaman olduğunu tam hatırlamıyorum sanırım lısans 4. allahın her gunu içtiğimiz donem. altmışevlere gıdılen, çinçinde dolanılan, götümüzü kesme korkusunun umrumuzda olmadığı dönemler.. henüz neyin kafasına ulaşmaya çalıştığımız konusunda düşünmediğimiz sadece takldığımız dönemler..

okumaların bu denli derinleşmediği, gırgırdan da olsa her türlü uçurucuyu "bali bile" denediğimiz dönemler..

özlemle anmıyoruz tabı, fakat sanırım "ulan ne moronmuşuz" diye içten içe gülüyoruz...

olsa yine yaparım, (var yine yapıyorum)

birbirimizi kandırmaya gerek yok, bazen ihtiyaç duyarız buralardan gitmeye, buna imkanımız yoksa buralardan götüren maddelere sığınırız..

bazen sadece uçmak isteriz. bazen sadece uçarız bir istek oluşmamıştır bile..

uçurucu madde kullanmadan da uçulabilir fakat zordur, sağlam bi kitap, çok sıkı bikaç dostla girişilen workshop, aşık olduğunu sandığın! kişiyle sağlam bi şevişme de uçurucu etki yapar..

bazen 1 bira bile yetebilir.

bazen de odanın ortasında üstsüz uzanıp (altta bi tek don kalabılır, hayayı elden bırakmayan atayist) öylece tavana bakmak da kafi gelebilir istediğin noktaya çıkmaya/ inmeye/ varmaya...

tüm bu yazılanlar aşağıda denk gelınen geçmi zaman moronluğu içindir. 

bugün moron günüm.

bu da şarkısı:
       






2 yorum:

  1. Bu yazıdan sonra Trainspotting'i neden izlemediğimi düşünüp, izlemeye karar verdim. Eyvallah! :)
    Ben ne içsem yarıyo, su bile ehehe.

    YanıtlaSil
  2. trainspotting uzun süredir izlememiştim. üniversite döneminde pek çoğumuzun milli marşıdır filmin müzikleri ve tabii ki filmin kendisi. üniversitedeyken zaman fazlasından mı, yoksa daha bi umursamaz ruhtan mı tadı farklıydı bişilerin. dediğin gibi şimdi de yapıyoruz da aynı mı bilemedim. geçmişin güzelliği geçmişte kalmış olması mı yoksa farkındalığın laneti mi?
    güzel blog. sevdim.

    YanıtlaSil